IUCN logo.svg

tr TR en EN

YENİKÖY-KEMERKÖY ELEKTRİK ÜRETİM VE TİCARET AŞ LİNYİT KÖMÜRÜ İŞLETME ALANININ YENİDEN ORMAN EKOSİSTEMİNE

REHABİLİTASYONU ÇALIŞMA RAPORU

PROF. DR. İLHAMİ KİZİROĞLU BEDRİ ALTUK 

ÖREN, 2023

 
   

 

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği

 

GİRİŞ

Büyük ölçekli linyit madenciliği başlangıçta, doğal orman yapısı üzerinde, yıkıcı bir

etkiye sahiptir ve değerli doğal yapı özellikleri doğa koruma açısından kaybedilmektedir. Kural olarak, bunlar orijinal formlarında yeniden oluşturulamaz. Ancak, madencilik sonrası bu doğal orman yapısının peyzaj tasarımı, düşük bozulma, besin maddeleri ve kirleticiler açısından düşük olan ham topraklarda, doğal olarak oluşan süreçlerle dinamik ağaçlandırma girişimi ile karakterize edilen yeni yüksek kaliteli ve endüstriyel önemdeki orman ağacı türleri ile daha iyi bir geliştirme fırsatı doğabilir. Linyit ıslah alanlarında edinilen deneyim, burada flora ve fauna için korunmaya değer bir habitat sağlayan biyotopların oluşturulabileceğini kanıtlamaktadır(1). Linyit madenciliğinin ekosistem üzerindeki önemli; ancak kaçınılmaz etkisi, uygun telafi ve ikame önlemlerle karşılanabilir. Madencilik sonrasına özgü yenileme ve yeniden doğal yapıyı oluşturma çalışmaları, ekosistemin zaman içinde yenilenmesine ve doğal yapının da kalıcılaşmasına yol açabilir (Kiziroğlu 2019). O nedenle maden işletmecisi firmaların böyle rehabilitasyon çalışmalarını başlatıp sürdürmede kararlı olmaları, büyük önem arz etmektedir. Doğal çevre yapısı dikkate alındığında, ki burada dominant ağaç türünün kızılçam olduğu bir alan söz konusudur, madencilik işletme faaliyetlerinin bir sonucu olarak, maden alanındaki ekolojik işlevlerin kaybının telafisi, burada yürütülecek çok yönlü ağaçlandırma ve doğal alan rehabilitasyonu ile mümkün olacaktır. Bu eko-felsefi yaklaşıma dayanarak, yürütülmeye başlatılan bu çalışmanın ilk raporu, tarafımızdan gerçekleştirilen arazi gözlemleri, dikkate alınarak kaleme alınmıştır. Burada ilk planda üzerinde durulup, altı çizilen hususlar uygulama alanına aktarılıp, gerçekleştirilirse, alanda yeni bir doğal yapının oluşturulmaması

için hiçbir neden kalmayacaktır.

Milas/Ören’de yer alan Yeniköy-Kemerköy Termik santralı işletmesinde, yakın çevredeki ormanlık bölgeden kazanılan linyit kömürü, uzun yıllardan beri enerji eldesinde kullanılmaktadır. Buradaki linyit ocaklarında bulunan linyit materyalinin çıkarılmasından sonra alanın rehabilite edilme düşüncesi ormancılık ekoloji ve politikası açısından son derece akılcı bir yaklaşım olmuştur. Kömür kazanımından sonra ortaya çıkan alanın yeniden ormana dönüştürülmesi; yani rehabilitasyonu çalışmasının başlatılması ve bunun bir program ve plan dahilinde yapılacak olması önemlidir(Thomasius vd. 1996; 1999). Çünkü hem linyitin kazanılıp terk edildiği sahanın doğal yapısı dikkate alınıp, hem de yeni alanlardan da uzun vadeli ve sürekli bir enerji ve hammadde tedariki önemlidir. Bunun için de sosyal ve kültürel bağların ve geleceğe dönük istihdam olanaklarının güvence altına alınmasıyla uyum içinde

 

verimli bir doğal çevrenin oluşturulması ve bunun korunması için yürütülecek eğitim süreci, yerel kesimle çatışma potansiyelini en aza indirger (Resim 1).

2023 12 28 12 28 57

Resim 1. Bu tip çalışmalarda yöre halkına istihdam olanağı sunuluyor olması. Alanın yeniden ormanlaştırma başarı şansını artırdığı gibi, yerel sürtüşmelerin de önüne geçer.

Harita 1’den de izleneceği gibi ilk planda 64 ha’lık bölümde ormancılık açısından neler yapılması gerektiği ile ilgili Türkiye Tabiatını Koruma Derneği’ne yapılan başvuru değerlendirilmiş ve bizlerin görüşüne başvurulmuştur. Bu bölge tüm linyit çıkarılan ormanlık alanın küçük bir bölümünü oluşturur. Burada yapılacak yeniden ağaçlandırma ve ormanlık alana tahvil çalışmaları, bundan sonra ele alınacak diğer alanlar için de örnek oluşturacaktır.

Bu tip alanlarda yürütülecek yeniden ormanlaştırma çalışmaları, yerel halkın da ileride yararlanacağı bir sistem çerçevesinde ele alınmalıdır (Resim 1).

Bu çalışmada ortaya çıkarılacak yeni ormanlık bölgenin gelişim süreci, sonraki aşamada buranın ekonomik olarak değerlendirilmesi ve oluşacak bu ekosistemin doğal yapıya uygun olması, en önemli hedef yolu olmalıdır.

Bu ilk gözlem raporunda linyit kazanılmış böyle alanların yeniden orman ekosistemine rehabilite edilmesinde, izlenmesi gereken yol da ortaya konacak ve buna uyulması, başarılı bir işletmenin ortaya çıkmasına vesile olacaktır. Böylece bu tip alanlar için de iyi bir örnek olma yolu açılmış olacaktır.

METOD ve YÖNTEM

Bölgede yapılan ilk araştırma sonuçlarına göre, bundan sonra izlenmesi gereken yol belirlenmeye çalışılmıştır. Arazide yürütülen gözlemlerde, çalışanlara bitki dikim yöntemi hakkında izleyecekleri yol hakkında bilgi verilmiştir. Fidan dikilecek noktaların önce iş makinesi ile açılacak dikim şeritlerinde kaç metre aralıklarla uygulanacağı ifade edilmiş ve buna göre de bir tablo oluşturulmuştur (bkz. Tablo 2). Dikim şeritleri hizalı ve aralıklı olacak şekilde yürütülecek ve fidan çukurlarının alt kısmına daha önce koruma altına alınan üst toprak materyali konarak, dikimin gerçekleştirilmesi sağlanacaktır. Buna göre dikkat edilecek uygulama ve izlenecek yol üzerinde, gerekli öneri ve saptamalara dayanarak, ilk planda dikim mevsiminin başlangıcı olan kasım ayı ile birlikte, alandaki çalışmaların yürütülmesinin kontrolü belli zaman aralıklarında tarafımızdan yürütülecek ve gerekirse yeni öneriler yapılacaktır.

         

2023 12 28 13 36 33

2023 12 28 13 38 20

Harita 2. Rehabilitasyon yapılacak alanların genel görünüm resmi.

 

Arazi kullanımı(linyit üretimi) ile yeniden kullanım arasındaki süre, mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Uygulama alanları (bkz. Harita 1, 1-5 nolu bölmeler) ve dolguların nihai çevre düzenlemesine mümkün olan en kısa sürede başlanmasına; aşağıda verilen hedef ve uygulama adımlarının en etkin ve sonuca ulaştırıcı olmasının takibinin öncelenmesi gerekmektedir. Ardından da diğer kullanılabilir bölümler(söz konusu bölgede 1000 ha’lık bir alan söz konusudur; Harita 2), sonraki kullanımına uygun olarak, art arda ormanlaştırma amaçlarına göre düzenlenerek kullanıma açılmalıdır(Harita 2).

Adı geçen işletme yaklaşık 35 yıldan bu yana faaliyettedir. Bu süreçte ormanlık özelliğini kaybeden arazi miktarı bin hektar dolaylarındadır(bkz. Harita 2). Burada rehabilite edilecek alan ise sadece örnek olması açısından 64 ha olarak düşünülen 1-5 nolu ağaçlandırma sahalarının görünümü(Harita 1).

Açık maden işletme sahalarında işlenmesi sırasında rüzgarın olumsuz mekanik ve fizyolojik etkileri olduğu defalarca gözlemlenmiştir. Kendiliğinden bitki oluşumu genellikle nemin, ince toprağın ve humusun biriktiği engebeli arazilerde başlar. Bu nedenle işletmesi sona ermiş maden alanlarının tesviye edilmesi ve düzleştirilmesi, yalnızca erişilebilirlik için gerekli olması halinde önerilebilir. Yüzey ısınması ve buharlaşma, su drenajı ve yükselmesi ve çöküntülerde nem birikimi, açık alanlardan ince toprak erozyonu ve çöküntülerde organik

 

madde birikimi açısından mikromorfolojik farklılaşmaya sahip küçük bir tabaka, biyotop oluşumunu ve süksesyonu destekler. Bu ve buna benzer alanların sahada olduğu belirlenmiştir. Aşırı rüzgar alan yerlerde, mikro iklimi iyileştirmek için özel yüzey tasarım önlemleri önerilmektedir: Ana rüzgar yönüne dik açılarda toprak barajlar ve hendekler oluşturulmalıdır. Baraj merkezinden baraj merkezine olan mesafe yaklaşık 2,5 m ve baraj yüksekliği 0,2-0,5 m olmalıdır. Yaklaşık 40 metre aralıklarla ana rüzgar yönüne dik açılarda yaklaşık 1,5 metre yüksekliğinde rüzgar kesici çitler(eğer rüzgar hızı) yüksek ise dikilmelidir. Servi çitlerinin de saha iklimi üzerinde olumlu bir etkisi olacaktır. Bu nedenle servi dikimi önerilmektedir. Toprak işleme: İşlemesi yapılan alt toprak tabakasında fark edilebilir bir sıkışma varsa, derin gevşetme gerekli olabilir. Bu durum, alan alt tabakasındaki gibi yüksek kil veya kalker içeriğine sahip olması ve alt tabakanın üzerinden geçen ağır makineler tarafından sıkıştırılması halinde geçerlidir. İlk gübreleme ile yeni doldurulmuş alanların yeniden ağaçlandırmanın büyümesi için destek amaçlı uygulanabilir; ancak birçok nedenden ötürü bu önerilmemektedir. Ancak havanın azotunu bağlayan yardımcı bitkilerin ekilmesini önerebiliriz (yeterli su olanağı bulunursa).

YENİKÖY-KEMERKÖY  LİNYİT ÇIKARIM ALANININ KOCOĞRAFİK ÖZELLİKLERİ

Adı geçen alan Akdeniz iklim ve floral yapısının hakim olduğu bir ekosistemde yer almaktadır. Esas itibarı ile gençlik ve eski kızılçam orman ve plantasyonları ile tarımsal alanların ön plana çıktığı bir ekosistem bütününü içermektedir. Kumluk, kalkerli ve genel olarak fakir bonitetli bir toprak yapısına sahiptir. Akdeniz ikliminin de etkili olduğu bu topraklar, kırmızı renkli Akdeniz toprakları ile kestane ve kahverengi orman topraklarını andırmaktadır. Kırmızı Akdeniz toprakları drenajı iyi olan düzlük yerlerde çeşitli ana materyal üzerinde ve özellikle kireçtaşlarının bulunduğu alanlarda hakimdir. Karstik alanlarda su ve hava dolaşımı çok iyidir. Sıcak iklim şartlarından ötürü organik madde kısa sürede ayrıştığından, toprak yüzeyinde organik madde birikimi yüksek değildir.

Bölgedeki açıklıklı alanlarla birlikte, kızılçam kültür ağaçlandırma ve daha yaşlı doğal kızılçam (Pinus brutia) alanları (%30), tarım alanları(%30), yaklaşık % 30’unu zeytinlik (Olea europaea) (Resim 1) ve % 10’unu da tipik Akdeniz makilik(Quercus ilex) alanları ile dikkati çekmektedir. Bölgenin floristik analizi hem alanın ÇED sürecinde, hem de daha sonraki süreçlerde ve en son da 2022 yılında ortaya konmuştur (Duman, 2022). Araştırma alanının yüksekliği 110-300 metre arasında değişmektedir.

 2023 12 28 13 40 09

Resim 1. Alana komşu bölgelerdeki kızılçam gençlik ağaçlandırma alanı ve zeytinlik sahası

 

Büyük ölçüdeki bağlı kuaterner  materyal, ya da substratlar, özellikle lös ve kaya kili/kil, orman altı humus bileşiklerinin bir bölümü linyit çıkarılma işleminden önce uygun şekilde toplanmış, depolanmış ve önümüzdeki yeniden ormanlaştırma sürecinde çok uygun verimli ve ikincil bir jeotop olarak kullanılacaktır. Bölgenin su sistemleri açısından fakir oluşu bir dezavantaj gibi görülse de linyit havzasında oluşturulan çukurlarda biriken sularla ağaçlandırmanın yapıldığı ve yeni oluşturulacak orman elemanlarının gereksinim duyduğu su ihtiyacı karşılanabilir.

Linyit havzasının klimatik özellikleri de ağaçlandırma faaliyetleri açısından ortaya konmalıdır. Tablo 1’de çeşitli min ve max klimatik(yağış) değerler görülmektedir.

Tablo 1. Milas/Ören/17921 ada nolu bölgede Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji GM 2023 ilgili aydaki günlük toplam yağış verileri.

2023 12 28 13 41 26


Araştırma bölgesine yakın olan Milas Meteoroloji İstasyonun 2021-2023 yıllarının bazı aylarına özgü yağış entansitesi, bölgeye düşen yağışın sadece ekim-mart döneminde ve oldukça düşük miktarda gerçekleştiğini göstermektedir(Tablo 1). Diğer aylardaki yağış yoğunluğu son derece kısıtlıdır. Yağışlı gün sayısında da bu kısıtlılık sürmektedir. En yüksek ve en fazla yağışlı gün mart-mayıs ve aralık-ocak dönemlerinde gerçekleşir. En fazla yağışlı geçen gün sayısına 12 günle 2023 ve 10 günle 2022 yıllarında mart ayında ulaşılmıştır. En fazla yağışlı güne 22 günle 2021 yılı aralık ayında olmuştur. Diğer verilere bakılınca bölgenin yağış açısından son derece fakir olduğu görülecektir. Bu durum da zaten Akdeniz ikliminin karakteristik özelliklerinin burada da izlendiğinin kanıtıdır. Bu denli düşük yağış alan bir ekosistemde ağaç seçimi son derece önemlidir. Yıllık yağışın az olduğu, kuraklığın 4-6 ay sürdüğü bu tür iklim koşullarında, tüplü (polietilen torbalı) fidan dikilmelidir. Bu fidanların tutma şansının %85 olduğu, tüm ormancılık araştırmaları ile bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ayrıca bu tür fidanların bedeli ve dikimi de saksılı fidanlara göre çok düşüktür. Aynı zamanda işçilik maliyeti de o oranda az olacaktır(Resim 2).

2023 12 28 13 42 19

Resim 2. 3. Nolu bölmedeki tüplü fidan uygulamasından bir görüntü ve bu dikim sahasının kenar kısımlarında yetişen yapışkan andız otu.

Resim 2’deki ağaçlandırma alanının sınır bölgelerinde yaygın olarak bulunan yapışkan andız otu (Dittrichia viscosa) tohumu toplanıp serada fidelendirilip, sahanın uygun noktalarına dikilebilir(Resim 2).

2023 12 28 13 43 04

 

2023 12 28 13 43 33

Resim 3. Makinelerle düzeltilmiş ağaçlandırma alanı bölüm 3 ve dikim şeritleri açılmaya hazır alan ile kenar kısmında daha önce toplanıp koruma altına alınan üst toprak ve bizim önermediğimiz; ancak gerekirse kullanılması planlanan hayvan gübresi materyali.

Şirketin 2023 yılı Kasım ayında ağaçlandırmayı planladığı Harita 1’de belirtilen 1- 5 nolu bölgelerden 1 ve 3 nolu kesimlerde toprak işleme ve dikim çukuru açma çalışmalarına başlanmış; hatta bölüm 3’te mevzii bir alanda kızılçam dikimi yapılmıştır.(Resim 2). Oysa bu bölge fıstık çamı için daha uygun olabilirdi.

Bu arazinin üst toprağının kazılarak alan işletilmeye başlanmadan belli bir noktaya toplanarak biriktirilmesi çok önemlidir. Böylece yeniden ağaçlandırma çalışmalarında bu toprak fidan çukurlarının alt kısmında kullanılabilecektir (Resim 4). Bu çerçevede iş makinaları ile düzeltilen ağaçlandırma çalışmasına başlanmıştır(Resim 4).

İlk planda alana dikim zamanından önce getirilen ve açık alanda tutulan bitki stoğunun fazlalığı dikkati çekmiştir. Bunun tekrar edilmemesi ve günlük dikilecek miktar kadar bitki bireyinin sahaya getirilmesinin daha uygun olacağı, arazide yapılan 2023 yılı kasım başı gözlemlerinde belirtilmiş; günlük dikim sayısı kadar alanda stok yapılması önerilmiştir.

2023 12 28 13 44 45

 

 

Resim 4. Arazi yapısının zenginleştirme, işleme ve düzeltme çalışması.

Bazı alanlarda, açılan maden sahalarındaki ormanın üst toprağı toplanmış ve daha sonra sahaya serilerek sahanın ağaçlandırma için hazır hale getirildiği gözlenmiştir(Resim 4). Bu aşamada dikim şeritlerinin bir düzen ve aralıklı olarak makine ile açılması uygun olacaktır. Yeniden ormanlaştırılması planlanan söz konusu eski linyit üretim alanlarında toprak işleme ve düzeltme yapılırken, iş makina ve damperli kamyonların ağır tonajlı olması sonucu toprağın çok sıkıştırıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle dikim yapılmadan önce dip kazarla (riper) fidan sıralarının derince sürülmesi gerekir. Bir çizgi hizasında sürülen bu hatlarda belli aralık ve sıklıkta olan en az 40 cm derinlikteki fidan çukuru açılması gerekir. Böylece dikilen fidanların daha çabuk kök geliştirmesi mümkün olacaktır. Fidan dikim alanına getirilmesi düşünülen tüplü fidanların alana getirilmeden 2-3 gün önceden fidanlıkta sulanması ve daha sonra alana getirilmesi ve o gün de dikim işleminin gerçekleştirilmesi şarttır. Fidanların taşıma işlemi açıkta yapılmamalı, üzerleri mutlaka plastik bir örtü ile kaplanmalı; rüzgarsız ve güneş ışınına maruz kalmayan bir noktada dikim öncesi bekletilmelidir. Fidan dikim sahalarında bekletilip, üzeri de açık tutulan fidanların tutma şansı çok düşüktür. Dikim sırasında, polietilen torbalar falçata ile kesilip uzaklaştırılmalı, fidan da toprağı ile beraber çukura yerleştirilmelidir. Polietilen torbalar çıkarılmadan dikilen fidanların tamamı kurumayla karşı karşıya kalırlar, bu noktaya çok dikkat edilmelidir. Fidan çukurlarına varsa en az 2-3 kürek kadar(0.065 m3) orman üst toprağı konmalı; ancak hayvan gübresi eklenmemelidir. Çünkü gübrede bulunması olası bazı omurgasız hayvan örnekleri (nematod, kurtçuk, böcek ve yabani ot tohumları) fidanın yetişmesini engelleyip zarar verebilir (Resim 5). Böylece çukurların kısa sürede açılıp,

2023 12 28 13 45 38
 

Resim 5. Fidan dikim çukurlarında kullanılmak üzere çalışma alanına getirilmiş gübre kümeleri

fidanların tüp içinde bekletilmesinin de önüne geçilecektir (Resim 6). Bu uygulamaya dikkat edilirse, genç fidelerin tutma başarı oranı %90-95 dolaylarına çıkacaktır.

Daha önce ormanlık olan alanların sınır durumlarının ortaya konması ileriki dönemlerde büyük önem taşıyabilir. Bu çerçevede arazinin aplikasyonunun yapılması gerekecektir. Aplikasyon (yer belirlenmesi; tespiti) tescilli haritalardaki parsel köşe noktalarının zeminde belirtilip işlenmesidir. Aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/b madde uygulaması sırasında, bağlantı kurularak gerekli orman sınır nokta yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibarettir. Bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/b madde uygulaması hakkındaki Yönetmelik md. 44). Aplikasyon işlemi yeni bir orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları değiştirilemez. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz. Tapuda nitelik orman yazarsa ne anlama gelir? Tapu sicilinde parselin vasfı veya niteliği; orman, eylemli orman ve fiilî orman olarak tescil edilmiş olan tüm taşınmazlar, parsel sınırları ve mülkiyeti esas alınmak suretiyle orman rejiminde olan yer olarak değerlendirilir. Bu yerler, yapılacak olan amenajman planı kapsamında idare ve muhafaza edilir. Bu nedenle orman oluşturulacak linyit kazanım işlemi tamamlanmış sahanın aplikasyonun belli bir plan ve program dahilinde yapılması şarttır. Arazi aplikasyonunun deneyimli uzmanlarca yaptırılıp, orman oluşumunda acele edilmesinde büyük yarar olacağı düşünülmektedir.

2023 12 28 13 46 32

Resim 6. Dikilmesi için sahaya getirilip, açık alanda örtüsüz olarak tutulan genç tüplü fidanlar.

Dikim sahasına bir günde dikilecek sayıda tüplü fidan getirilmeli ve açıkta tutulmamalıdır. Yoksa fidelerin kök sisteminde kurumalar başlayabilir, bu da fidanın tutma başarısını azaltır(Resim 6).

ALANIN AĞAÇLANDIRMA İŞLEMİNİN BAŞARILI OLMASI İÇİN ÖNCELİKLE UYULMASI GEREKEN ÖNERİLER

Linyit kazanımı ile ilgili müdahaleler ve bunların madencilik alanındaki doğa ve orman yapısı üzerindeki etkileri, madencilik için kullanılan alanın yeniden kullanımı sırasında telafi edilmelidir. Bu hedefe ulaşmak için de bu ilk raporda üzerinde durulacak noktalara dikkat edilmesi hedeflenmelidir.

  • Alanın doğal orman yapısına uygun ağaçlandırma faaliyetlerinin

gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır; diğer bir ifade ile mülkiyeti hazineye ait olan ormanlık alanlarda fidan dikimi ve ağaçlandırma faaliyeti yürütülürken, seçilecek ağaç türlerinin orman ağacı olmasına dikkat edilmeli ve bunun bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. Ayrıca araziye uygun dikilen genç fidanların dış etmenlere karşı (keçi, koyun ve diğer hayvan grupları) korunması için sahanın etrafına makul yükseklikte dikenli tel uygulaması yapılması da önerilmektedir. Böyle bir uygulama dikilen fidanları dış etkilere karşı ve özellikle tepe sürgününün yenerek ağaçlandırma işleminin başarısızlığına yol açmamalıdır.

  • Bölge için dominant; yani baskın orman ağacı türü olan ve bölge ekosistemine uzun yıllardan beri uyum sağlamış, kazık kökü ile toprağın derinliklerine kadar kök salabilen kızılçam ve alt yapıda var olan bitki türleri seçilmelidir;
  • Uygun alanlarda, yörede yaşayanlara, ileride orman tali ürün eldesinde ve ekonomik girdisinde yararlı olması düşünülen ve komşu habitatlarda da çok iyi yetiştiği belirlenen çam fıstığı plantasyonu ile yine uygun mevkilerde sığla ağacı ve ceviz plantasyonlarına yer verilmelidir.
  • Yeniden ormanlaştırma alanındaki ağaçlandırma çalışmaları ve kullanılacak

bitki seçimi ve özellikleri Tablo 2’de verilen şekilde dizayn edilmelidir. Bu noktada çalışma alanını da içine alan Ege Bölgesi’nde başarılı büyüme gösteren bitki türleri seçimi yapılmıştır (Sevgi vd. 2022). Orman vejetasyonu olup da maden işletmesi nedeniyle bu özelliği kaybolan açık maden alanlarının düşük verimlilikteki toprak yapısı nedeniyle, ekolojik ve ekonomik çerçevede ele alındığında; sulama yapılması pahalı olacaktır. Bu yüzden de böyle sahalara yaşlı (7-10 yıllık veya daha yaşlı), saksıdaki fidan dikilmesi başarı sonucunu çok düşürecektir(bkz. Thomasius 1999, s. 51). Çünkü fidan kökleri toprağın derinliklerine gidemez ve aynı yıl kurur. Bu yüzden saksılı ve yaşlı fidan dikimi yerine; tüplü [polietilen torbalarda] (1-0) yaşındaki fidanlar dikilmelidir(Resim 6).

Tablo 2. Yeniden ormanlaştırma alanına ilk planda, Kasım 2023, dikilecek bitki türleri ve dikim aralıkları

 2023 12 28 13 48 10

2023 12 28 13 48 59

Tablo 2’de sarı renk ile işaretli türler ana türlerle, baştaki iki tür, yürütülecek tam saha ağaçlandırma çalışmalarında, uygun noktalara ve az sayıda dikilmelidir. Ana hedef monokültür, tek türlü ağaçlandırma, işletmesinden çeşitli mahzurları (yangın tehdidi, orman zararlısı böcek, mantar tehdit ve tahribatı vd.) nedeniyle kaçınılması ilkesi ile hareket edilmesidir.

  • Ağaçlandırma çalışmalarında, günlük fidan dikim sayısı belirlenmeli ve dikilecek her türlü fidan türü o gün ana stoktan alana getirilmeli ve o gün de dikim işlemi tamamlanmalıdır. Diğer bir ifade ile bir plan ve program dahilinde alana getirilen bitki türlerinin dikimi o gün tamamlanmalıdır.
  • Dikimde 0-/1/3 yaş grubu kızılçam ve uygun parsellerde fıstık çamı fidanları tüplü olarak kullanılmalıdır.
  • Boylu ve daha fazla yaşlı fidan, saksılı dahi olsa (bkz. Peyzaj Raporu) kullanılmamalıdır. Çünkü yağış entansitesi, Tablo 1’de de görüleceği gibi, çok düşük olan bölgede, Peyzaj ek listede verilen özelliklerdeki bitkilerle yapılacak ağaçlandırmanın başarı oranı, ne yazık ki çok düşük olacak; ayrıca ekstra bir maliyete yol açacaktır. Bundan mutlaka kaçınılmalı, buradan yapılacak tasarrufla, yürütülen ağaçlandırma alanının korunması için etrafına dikenli tel uygulaması gerçekleştirilmelidir.
  • Fidan dikiminden sonra (ilk yıl), fidan diplerinde otlanma olursa ot alma-çapa yapılmalıdır. Fidan sıra aralıklarındaki alanda otlar iyice büyüdükten sonra, traktörle sürüm yapılmalı; bu işlem hem toprağın organik madde miktarını arttırmış olur, hem de toprağın ıslahı ile birlikte verim gücünü arttırır.
  • 2.yıl kuruyan fidanların yerine aynı tür tüplü [polietilen torbalarda] (0-1/3) yaşında fidanlar dikilmelidir. Ot alma-çapa işlemi devam edecek, gerekirse, yağışın bol olduğu yılda 2. ot alma-çapa işlemi yapılmalı ve yine fidan sıra aralıklarındaki alanda, otlar iyice büyüdükten sonra traktörle sürüm yapılmalıdır.

 

REHABİLİTASYON SAHASINA YAKIN BİR ALANDAKİ UYGULAMA ÖRNEĞİ

Günümüze kadar bu süreç içerisinde Orman Genel Müdürlüğü Muğla Orman Bölge Müdürlüğü Milas Orman İşletme Müdürlüğü tarafından Maden Rehabilitasyon Sahası Kayadere bölgesi ihdas edilmiştir. 43 000 adet bitki bireyi 2002 yılında 151-188 ve 189 nolu bölmelerde yalancı akasya, Robinia pseudoacasia, plantasyon uygulaması 48 ha’lık alanda yapılmıştır. Burada her ne kadar kızılçam da belli noktalarda dikilmiş ise de kızılçam resimlerden de izleneceği gibi başarılı ve daha hızlı büyüyerek, kapalılığa ulaşan akasya alt tabakasında iyi bir gelişme gösterememiş ve sonuçta akasya monokültürü bölgede ortaya çıkmıştır. 21 yıldaki bu olumsuz gelişme, bölgede yapılması istenen orman dönüşüm rehabilitasyonu yapılırken de dikkate alınmalıdır.

2023 12 28 13 51 23

 

2023 12 28 13 51 49 

Resim 7. Çalışma alanına yakın bir bölgede 2002 yılında başlanan yalancı akasya ağırlıklı bir maden alanı rehabilitasyon uygulaması.

Resim 7’den de izleneceği gibi, yeni rehabilitasyon alanına yakın bir bölgede, yaklaşık 21 yıl önce yapılan akasya baskın tür uygulaması, alanın ana bitki türü olan kızılçam bireylerinin gelişimine engel olmuştur. Sonuçta da akasya monokültür sahası ortaya çıkmıştır. Mevcut ormanın en dominant türü olan kızılçam, akasyanın baskısı ile istenen gelişimi gösterememiş ve alanda çok az sayıda kızıl çam bireyine rastlanmıştır. Bu tip uygulamalarda maden çıkarılan sahaların ağaçlandırılması çalışmalarında çok yönlü toplumsal yararlara yer verilmesi düşüncesi ile hareket edilmiş ve burada oluşturulan akasya çiçeklerinden yararlanılmak üzere bal arısı kovan işletmeciliği düşünülmüş olabilir. Ancak mevcut ekosistem örtüsü ile de bir uyum sağlanması, rehabilitasyon çalışmalarının en can alıcı noktasını oluşturur. Bu tip uygulamalarda esas ilke ormancılık uygulamalarının asli dominant bitki türü üzerinden yapılmasının önceliğe alınmasını gerektirir. Bu da sahada kızılçam ve yer yer fıstıkçamı plantasyonlarına yer verilmesini gerekli kılmaktadır. Yoksa verilen bu örnekte olduğu gibi hiç de ormancılık ve ekosistem yönetimi açısından hiç de arzu edilmeyen ve yangına çok duyarlı bir bölgede, ekonomik değeri sınırlı bir akasya monokültür alanı ortaya çıkar. Bu yüzden de yurtdışındaki uygulamalarda da görüleceği gibi, temel ilke yeniden ormanlaştırmanın en az % 60 civarında olmasının sağlanmasıdır(Thomasius 1999). Maden yataklarının yeniden ağaçlandırılması ve suksesyon oluşturulması ve mevcut yapının zenginleştirilmesi için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir:

  • Resim 7’de de görüldüğü gibi akasya, kavak veya tek bir çam türünden oluşturulan yeni orman ekosistemleri (monokültür) her türlü tehditle, özellikle yangın, böcek ve mantar tehdidi gibi, karşı karşıya kalabilir.
  • Bölgede dominant olan tür yanında, diğer orman bitki türlerine de, örneğin meşe türü gibi, yer verilmelidir.
  • Bölgenin mevcut ve komşu orman biyotop yapısıyla uygunluk göstermeyen ağaçlandırılması, projede başarısızlığı da beraberinde getirebilir.

Kaynakça

Duman H. (2022) Yeniköy Termik santrali Yeni Açılacak İşletme Alanının Floristik Özellikleri (Final Raporu). Haziran 2022, 38 ss.

Kiziroğlu İ. (2019) Ekolojik Potpuri 2. Sarıyıldız Matbaası, Ankara. 320 pp. (ISBN:975-7460- 07-10).

Sevgi E. & Akkemik Ü. (2022) Ege Bölgesinde Geleneksel Kullanımı Olan Ağaç Türlerinin Yöresel Adları. Avrasya Terim Dergisi 10(3): 93-105.

Thomasius H, Wünsche M, Braeunig GA. & Selent H. (1996) Bewaldung von Kippen und Halden im Mitteldeutschen Braunkohlenrevier. In: LAUBAG (Hrsg.). Forstliche Rekultivierung in der Bergbaufolgelandschaft, Jahrestagung der Schutzgemeinblatt Deutscher Wald, S. 19-33.

Thomasius H, Wünsche M, Selent H & Braeunig GA. (1999) Wald-und Forstökosysteme auf Kippen des Braunkohlenbergbaus in Sachsen-ihre Entstehung, Dynamik und Bewritschaftung. Schriftenreihe der Saechsischen Landesanstalt für Forsten 17: 1-75.

(1) https://bravors.brandenburg.de/de/verordnungen-212412

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği
©2024 TTKD All rights reserved

Search